Oyun Terapisi

zZ0oIQbC20afgw_m971AIQ

 

Oyun Terapisi

 

 

Oyun, çocuklar için nefes almak kadar doğaldır ve çocukların evrensel ifade biçimidir. Din, dil, etnik köken ve kültürel farklılıkların aşan bir olgudur. İnsanlar için oyun neredeyse yemek ve uyku kadar önemlidir. Oyunla birlikte beyinde meydana gelen fiziksel ve duyusal etkileşim, beyinde bu alanda sinapsların oluşumuna yardımcı olur ve bu durum nöron kaybını engeller.
Oyunun çocuğun gelişimi açısından önemi Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’nin (1989) 31.1 maddesi tarafından da desteklenmektedir. Bu madde “çocuğun dinlenme ve boş zaman değerlendirme, yaşına uygun oyun ve eğlence etkinliklerinde bulunma ve kültürel ve sanatsal yaşama serbest biçimde katılma hakkını” tanımaktadır.
Piaget (1962) oyunu, somut tecrübe ile soyut düşünce arasında bir köprü olarak tanımlamıştır. Piaget burada oyunun sembolik fonksiyonuna dikkat çekmiştir Çocuk oyunda daha önce direkt başından geçen olayları veya dolaylı olarak tecrübe ettiği durumları sembolik olan somut nesnelerle duyguları da hareketin içine katarak dışa vurur. Çocuk kendince duygusal yönden önemli olan tecrübeleri oyun ile anlamlandırır ve çözümler. Aynı zamanda çocuk sembolik oyunla anlamlandıramadığı birtakım içsel araştırmalara müdahale edebilir ve çözüme kavuşturabilmektedir. Özetle oyun çocuğun kendisini ifade etmede sembolik bir dildir. Oyun sadece normal çocuk gelişiminin desteklenmesi için gerekli değildir, aynı zamanda pek çok terapötik gücü içinde barındırdığından çocukların duygusal ve davranış sorunları ile başa çıkmalarına yardımcı olacak bir araç niteliğindedir.
Çocuk deneyimlediği olumsuz yaşantılara çözüm yolu üretmek adına oyun yoluna başvurur. Oyun yolu ile çocuk bu olumsuz yaşantıların üstesinden gelir. Çocuk oyun esnasında oluşturduğu kurguyu olumsuz yaşantılar sonucu hissettiği duyguları da oyuna metaforlarla yansıtır.
Merkezi Amerika olan Oyun Terapisi Derneği’nin sitesinde yapılan tanıma göre oyun terapisi; sistemli kuramsal bir modelin eğitimli oyun terapistlerce danışanların psikososyal sorunlarını çözümlemelerine veya hedeflenen gelişim düzeyini yakalamalarına yardımcı olmak amacıyla oyunun sağaltıcı gücünden faydalanılarak çocuklarla yapılan terapi türüdür. Bu tanımlama, oyun terapisinin sağlam kuramsal modeller üzerine inşa edilmiş bir terapötik yaklaşım olduğunun kanıtıdır. Oyun Terapisinin ilk ortaya çıkışı çocuk psikoterapisinin ortaya çıkışıyla aynı zaman dilimindedir. Oyunun terapötik tarafını psikoterapi literatürüne dahil eden ilk kişi Sigmund Freud olmuştur.Küçük Hans ile gerçekleştirdiği çalışmayla birlikte terapötik oyun fikrini ortaya atarken oyunu üç ana işlevde incelemiştir. Birincisi çocuğun kendini ifade etme becerisinin güçlenmesidir. İkincisi çocuğun ideasındaki isteklerinin gerçekleşmesi, son olarak üçüncüsü ise çocuğun deneyimlediği travmatik yaşantıların üstesinden gelmesidir. Oyunu terapötik olarak kullanan bir başka terapist de Anna Freud (1946) olmuştur. Anna Freud çocukla terapistin bir ittifak geliştirmesini mümkün kılması nedeniyle oyunun önemine inanmıştır. Melanie Klein (1955), psikanalitik çerçevede çocuk terapisinde oyunun kullanılması fikrini devam ettiren terapistlerden olmuştur. Ayrıca çok küçük yaştaki çocuklarla ilk çalışan psikanalisttir. Klein, oyunun bilinçdışı malzemenin bilinç düzeyine çıkmasına yardımcı olduğuna inanmaktadır. Yüzeye çıkan bilinçdışı malzemenin terapist tarafından çözümlenebilip yorumlanmasının önünü açmıştır. Olumsuz deneyimin anlaşılması ve özümsenmesi konusundaki aşamalı yaklaşımı da oyun vasıtasıyla bu deneyimlerin yeniden yaşanması ve üzerinden gelinmesi ihtiyacını da kabul etmiştir. 20.yüzyılın ortalarında, Virginia Axline, çocuk ve oyun terapisine diğer görüşlere nazaran daha hümanist ve birey merkezli bakış açısıyla yaklaşmıştır. Axline, terapötik değişim için gerekli koşulların

koşulsuz olumlu kabul, empatik anlayış ve sahicilik olduğu inancını benimsemiştir. Ayrıca çocukların düşünce, duygu, ve isteklerini oyunla kelimelerden daha iyi ifade edebildiklerini belirtmiştir. Belirtilen kuramsal temellerle hızla gelişen oyun terapisi, çocuk ruh sağlığı alanında etkin bir tedavi yöntemi olarak kullanılmaya başlanmıştır. Dünya’da oyun terapisinin kullanımı 1930’lu yıllarda başlarken, ülkemizde 2010 yılından itibaren oyun terapisine ilgi artmaya başlamıştır. Çocuk ruh sağlığı alanında pek çok oyun terapi türü kullanılmaktadır. Güncel olarak kullanılan oyun terapi türleri; Çocuk Merkezli Oyun Terapisi, Deneyimsel Oyun Terapisi, Gelişimsel Oyun Terapisi, Theraplay, Kum Terapisi, Psikanalitik Oyun Terapisi ve Kukla Terapisidir.