Çocuk dünyaya geldiğinde ilk önce anne-babasıyla iletişim kurar. Anne,

babanın çocuğa olan sevgisi, ilgisi, gözlemlemesi, ihtiyaçlarını karşılaması onu bir

birey haline getirecektir. Amaç kuşkusuz sağlıklı bir kişiliğe sahip insan yetiştirmektir.

Çocuk her gelişimi döneminde farklı gereksinimlere sahiptir. Bunların önemli

bir bölümü aile tarafından karşılanır. Gereksinimleri karşılanmayan çocuk kendi öz

benliğinden utanç duymaya başlayarak sağlıksız büyür.

Çocuğun temel gereksinimlerini şu şekilde sıralayabiliriz;

1- DOKUNULMA : Çocuğa dikkat etme, davranışlarını seyrederek ona

“aferin, haydi yine yap” gibi geri bildirim verme, tutma ve kucaklama,

yüreklendirme, övme ve ona sıcaklık gösterme.

2- GÜVEN : Çocuğun sağlığıyla ilgilenme, yeteri kadar yiyecek ve

giyecek verme, onu tehlikeli durumlardan koruma.

3- YAPI/DÜZEN: Çocuğa yön verme, örnek olma, yapabileceği ve

yapamayacağı davranışların sınırlarını belirtme, tutarlı hareket etme.

4- SOSYALLEŞME : Çocuğun duygularını olduğu gibi tanımlama, onu

yansıtma, ona zaman verme, dış dünya ile arasında köprü görevini

görme, özdeşim kurabileceği bir kişi olma.

5- UYARILMA: Oyun yoluyla ve çocuğun dünyasına giren değişik

olaylarla acı, haz, neşe, heyecan gibi duyguları açığa çıkarma.

6- KENDİNİ DEĞERLİ GÖRME : Çocuğu ciddiye alma, “ben önemliyim,

bana kötü bir şey olmasını istemezler, beni ben olduğum için

seviyorlar” duygusunu verme.

Bu gereksinimler karşılanmadığı zaman çocuğa “sen ve senin gereksinimlerin

önemli değil” mesajı verilmiş olur. Çocuk, normal yollardan karşılanmayan

gereksinimlerini normal dışı yollardan elde etmeye çalışır. Normal koşullarda

anne, babasının dikkatini çekemeyen çocuk, onaylanmayan davranışlarda

bulunarak dikkat çekmeye çalışır. Her yaşta insanın önemli iki temel ruhsal

gereksinimi vardır;

1- Sevmek ve sevilmek

2- Kendisi ve başkaları için değerli olmak.

Sağlam ve sağlıklı kişilik gelişimi için çocuğun gereksinimlerinin doyurulması

ve ileride bu gereksinimlerini kendi kendine doyurabilme yetenek ve

sorumluluğunun gelişmesine olanak sağlanması gerekir.

Ailenin çocuğa karşı tutumunun iki temel öğesi vardır: Sevgi ve Disiplin

Anne ve babanın yaklaşımında, bu iki etmenin ölçüsü ve kararlılığı çocuğun

davranışlarını büyük ölçüde belirler.

ANNE – BABA TUTUM ŞEKİLLERİ

Aşırı verici, koruyucu ve aşırı disiplinsiz tutum : Bu tutumda sevgi ve

disiplinsizlik iki aşırı uçtadır. Çocuktan az şey beklenir ve disiplin

uygulanmaz, çocuk ne kadar büyürse büyüsün aile ona ilk yıllarda

olduğu gibi daima vermeye ve korumaya eğilimlidir. Bu tarz yetişen

çocuk sorumluluk almakta güçlük yaşar. Sınırlarını bilmekte zorlanabilir

ve özgüven sorunu yaşayabilir. Aşırı koruyuculuğun bir sonucu da aşırı

hoşgörü ve şımartma olabilir ve bu kez çocuk, anne babasını

yönetmeye başlar. Bu çocuklar şımarık, bencil, başkalarına hak tanımaz

olur ve sonu gelmez isteklerle çevrelerini bıktırırlar.

İlgisiz ve aşırı disiplinsiz tutum : Bu tutum içerisinde çocuk yeterli sevgi

ve bakım görmez ve hazır olmadığı çağlarda bağımsızlığa zorlanır. Bu

tutuma reddedici tutum da denebilir. Çocuk kendisini değerli görme

duygusundan yoksun kalır. Bu tutum içindeki çocuklar duygularını

açıklamakta zorlanırlar.

Aşırı verici, koruyucu ve aşırı disiplinli, denetimli tutum: Sevgi aşırı verici

ve koruyucu bir davranışla sunulur. Ancak çocuğa bir bebek gibi

bakıldığı halde kendisinden beklenenler çoktur. Bu beklentiler sevgi ile

beraber sunulduğunda çocuklar tarafından kolay benimsenir ve benliğe

sindirilir. Bu tarz tutum içindeki çocuk kendisine aşırı kontrol koyar ve

başkalarını anlamakta zorlanabilir. Çocuk kurallara uyan, dikkatli

olabilir. Ama çekingen, kendi kararlarını veremeyen bir kişiliğe girebilir.

Dengesiz ve kararsız tutum: Çocuğa davranışları karşısında bazen

“Evet” bazen de “Hayır” denmesi çocuğun doğru ile yanlışı

ayıramamasına neden olur. Çocuk kararsız ve tutarsız davranışlar

karşısında nasıl davranacağını bilemez . Çünkü bu durumdaki davranış,

diğer bir durumda kabul edilemez bir davranış olmuştur. Çocuk bu

durumda iç çatışmalar ve huzursuzluklar yaşayacaktır. Bu tutum

karşısında tutarsız ve dengesiz davranışlar göstermeye başlayacaktır.

Anne – babanın tutumları arasında tutarsızlık : Bu tutumda, bir çocuğa

annenin ayrı, babanın ayrı bir tutum izlemesi söz konusudur. Çocuğa

konulan sınırların sürdürülebilmesi için anne-babanın davranışlarında

tutarlı olması gerekir.

Çocuğun benlik kavramı, kendi için önem taşıyan büyüklerin ona gösterdikleri

tutumların bir yansıması olduğundan ana babadan gelen olumsuz tutumlar,

çocuğun kendini değersiz bulmasıyla sonuçlanabilir. İstenen davranışları

yaptığında ödüllendirilmeyen ve desteklenmeye çocuk onaylanan ve

onaylanmayan davranışlarının ayrımını yapmada giderek güçlük çeker.

Bütün bu tutumların yanı sıra çocuğun sağlıklı kişilik gelişimini sağlayan bir

tutum daha vardır:

Güven Verici, Hoşgörülü – Demokratik Aile Tutumu:

Çocuğa karşılıksız sevgi verilmesi esastır. Demokratik anne-baba çocuğa

insan olarak saygı gösterir. Her çocuğun kendine haz özellikleri olduğunu

kabul eder, abla, abi, kardeş karşılaştırması yapmaz. Çocuğun yeteneklerini

en iyi düzeyde açığa çıkarmasına, kendini gerçekleştirmesine izin verir. Katı

kurallar yerine prensipler getirir, bu prensiplerin nedenini açıklar. Çocuğun

özdisiplin geliştirmesini hedefler. Girişimci, sorumluluk alan çocuk yetişmesini

sağlar.

Çocuğa sınırlar öğretilir ve bu sınırlar içinde özgür ve söz sahibi olması

hedeflenir. Çeşitli konularda karar alınırken çocuğun da fikri alınır.

Demokratik anne-baba tutumunda eşler arası uyum söz konusudur. Ortak tavır

sergilenir. Böyle bir ortamda yetişen çocuklar bağımsız, kendine güvenen,

benlik saygısı yüksek, sorumluluk sahibi bireyler olarak yetişirler.

Her anne babanın bilerek ya da bilmeyerek çocuklarına karşı tutumu değişik

olabilmektedir. Bazı çocuklar daha çok sevilmekte, bazılarına baskı

yapılmakta, bazıları ise sevilmeyen istenmeyen çocuklar olarak görülmektedir.

Bütün bu tutumlar çocuğun hem kişiliğinin hem de sosyal gelişiminin değişik

biçimler kazanmasına neden olmaktadır.

Sizler ebeveyn olarak ; işbirliğine yatkın, çalışmaktan zevk alan, kendini ve

diğer insanları seven, yaratıcı, vicdan sahibi bireylerin yetişmesi için, sevecen

ve dengeli bir ortamda, sorumlulukların paylaşıldığı, hoşgörünün hakim

olduğu, demokratik bir tutumla, duyarlı, dengeli ve sağlıklı çocuklar

yetiştirebilirsiniz.

Uzm. Psikolog Reyhan Nuray Duman